ULUSAL İLETİŞİM AĞI

24 Şubat 2011 Perşembe

Türkiye’de Oniki Yaşın Altında Yirmibeş Milyon Çocuğumuz Var…

Hayat Boyu Eğitim ve Gelişim Derneği (HEGEM) tarafından 81 ildeki çocuk suçlarının analizini ortaya çıkarmak amacıyla yapılan ve 10 bilim adamının katılımıyla yaklaşık 2 yılda tamamlanan araştırmanın sonucunda kamuoyuna açıklanan rapor, Aydın'ı çocuk suçlarında Türkiye'nin ilk 5 ili arasında göstererek durumun ciddiyetini gözler önüne serdi.

HEGEM Genel Başkanı Adem Solak araştırma hakkında şunları söylüyor; “2009 sonu verilerine göre, sanık, şüpheli ve mağdur olarak adliye kayıtlarına giren çocuk sayısı 602 bin, 2010'un ilk 9 ay verilerini de eklediğimizde 1 milyon 124 bine ulaşmış durumdadır. Yani bu çocukları kollayamadık. Onlara sahip çıkamadık. Onlarla ilgili aile, okullar ve devlet kurumları olarak gerekeni yapamadık, Çünkü 6 komşu ülkenin toplam nüfusu kadar biz çocuk nüfusa sahibiz. Yani 25 milyon civarında 12 yaşın altında çocuğumuz var. Bunlarla ilgili ciddi sıkıntılı süreç var. Çocuk suçluluğu ve mağduriyeti başlığı altında Türkiye'de ilk kez illerin çocuk suçlarını, o ilin çocuk nüfus oranlarına göre sıraladık. Bu çalışmayı yaparken 7 ayrı faktör üzerinde durduk. Çocuk hakkında açılan davaları, çocuk sanık sayısını ve çocuk şüpheli sayısını çocuk nüfus oranına göre değerlendirdik.”

HEGEM tarafından yapılan araştırmada illere göre de bir suç dağılımı oluşturulmuş.

Söz konusu çalışmanın sonuçlarına göre; ESKİŞEHİR, İZMİR, MANİSA, BALIKESİR VE AYDIN illerinin çocuk suçlarında ilk 5'te bulunduğu duyuruldu. Batı illerinin ilk sıralarda yer aldığı listede Diyarbakır 24, İstanbul 26, Ankara ise 55. sırada yer alıyor. Listenin sonunda bulunan ve çocuk suçları en düşük olan son 5 il ise Trabzon, Gümüşhane, Giresun, Artvin ve Adıyaman olarak sıralanıyor.

Bir sivil toplum örgütünün yıllar süren çabaları sonucunda bilim adamlarının da desteğini alarak yürüttüğü bu çalışma, aslında kaosa sürüklenen bir toplum olmaya ne kadar yakın olduğumuzu gösteriyor.

Çocuk suçlarının arttığı bir ülkede, çocukları suçlayabilir miyiz? Çocuk suçlu kavramından, suça itilen çocuk kavramına geçmeyi ne zaman başaracağız. Çocukları sokağa atan, onlara sahip çıkmayan yine bizlerden oluşan toplum değil mi?

Her bir bölümünde, “sık kafasına bi tane” sloganı ile onlarca insanın kurşunlandığı dizi filmlerle çocuklara biçtiğimiz rol model kim? Sokağa atılan çocukların karnını doyuramadığımızda, aç olan insanın çalabileceğini, çalan çocuğun ise yıllarca hapiste yattığını ve topluma düşman olarak tahliye olduğunu bilmek için uzman olmaya gerek var mı?

On iki yaş altında yirmi beş milyon çocuk, nüfusu yaşlanan Avrupa nüfusunun bile hayallerini zorlayan bir rakam. AB ülkeleri bunun beşte birini yakalayabilmek için ailelere üreme promosyonları vermeye devam ediyorlar.

Bugün ülkemizde, aileler çocuklarını üniversiteye hazırlarlarken binlerce lirayı dershanelere veriyorlar. Üniversiteyi kazanan öğrenci, okulu bitirdiğinde işsizler ordusuna katılıyor. Her üç üniversite mezunundan ikisi işsiz. Buna rağmen Başbakan, kör parmağım gözüne hesabı üç çocuk diye tutturuyor. Muhterem zevceleri de haydi kızlar okula kampanyaları yapıyor. Kızlar okula. Oku-yaz, sonra? Ekmeğini ele alabileceğin bir mesleği de kazandırdık sana.

Peki, iş nerede?

Erdoğan ailesinin bilmediği işte bu...


Kaynak gösterimi: Vargı, S., www.0-18.org, Çocuk Halleri

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder