ULUSAL İLETİŞİM AĞI

1 Mayıs 2011 Pazar

Geleceğin Psikopatını Yetiştirme Yolları

Geçen gün sokakta, üç tane orta yaşlarda bayan ve bir yaşlıca bey ile beş yaşlarında bir erkek çocuğu yürüyordu. Çocuk yaygara feryat ile bir şeyler istiyor, önce elinden tuttuğu kadına tekmeler savuruyor, sonra yanındaki kadına yumruk ve tekme ile girişiyordu. Sonunda yaşlı adam dayanamadı, çocuğu sarsmak için omzundan tuttuğunda tekmeden o da nasibini aldı.

Ağlamalar, yaygara ve feryat eşliğinde kendi istediğini yaptıran veya kendi istediği bir malı satın aldıran çocuk, kendisi ile mantıklı konuşulduğunda bile daha önceden aynı davranışta başarılı oldu ise, yine ağlamaya devam edecektir. O yüzden ağlayarak bir şey aldırdığı yetişkin doğru, kendisine başka bir şey satın almamak için nutuk çeken insan ise onun için hatalıdır ve yaygara etmeye ve hatta saldırgan bir tutum takınmaya devam edecektir..

Bu haftaki yazım, “Vurursan Kırılır” başlığı altında 0-18 yaş grubundaki bir çocuğun korunması ile ilgili değilmiş gibi gelse de aslında çok yakından ilgili.

Çocuğun yetişme çağında, “aman okusun, geri kalmasın, arkadaşlarından kendini eksik hissetmesin” diyerek onun istediği her şeyi satın alan veliler, aslında iyilik yerine kötülük ettiklerini yıllar sonra anlıyorlar. 

Toplumumuzda, cinsel sapıkların yanı sıra, psikopatlık da giderek çoğalıyor. Çocuklar en çok Kurtlar Vadisi ve benzerleri gibi dizilerde, kaba kuvvetin geçerli olduğunu ve bu yolla para kazanılıp lüks içinde yaşanabileceğini öğreniyorlar.

Prof. Dr. Bengi Semerci bu konuda şunları söylüyor;

“Psikologlara, 32 yaşındaki oğlu için gelen anne şikayet ediyor: “Doğru dürüst okumadı ama okul bitti. Şimdi de iş beğenmiyor. Bulduğumuz işlere 'yorucu, bana yakışmaz, bu paraya çalışılır mı' gibi gerekçelerle gitmiyor. Bütün gün evde. 'Onu getir, bunu al' şeklinde emirler veriyor. Yapmak istemediğimizde 'Beni doğurdunuz, yapmak zorundasınız, çocuğunuz değil miyim?' diyor. Direnirsek, üstümüze yürümeye başlıyor. Artık korkuyoruz. Ne yapabiliriz?"

Bir başka anne benzer şeyleri henüz 16 yaşındaki oğlu için anlatıyor. Her sabah özel şoförün okula götürdüğü, haftalık harcaması asgari ücretten fazla olan, kredi kartı ile istediğini alabilen ve bunların az olduğunu, okulu nasılsa bitireceğini, babasının işinin onu beklediğini ve bu nedenle gençliğini çalışarak geçirmesinin anlamsız olduğunu söyleyen, sabahlara kadar barlarda gezen, kızdığı zaman kendisine küfür eden, el kaldıran bir çocuk.

Bir baba, 14 yaşındaki çocuğunun kendisini yaraladığını ağlayarak anlatıyor ve benzer bir öyküyü aktarıyor.

Hepsinin son cümlesi benzer: "Doğduğundan beri bir dediğini iki etmedik, koruduk, sevdik. Hiçbir şeyini eksik bırakmadık. Niçin böyle oldu?" Çevreye ve kendine zarar verici davranışların olması, herkesin kendisine borçlu olduğunu düşünen ve bu nedenle isteklerinin hemen ve eksiksiz yerine getirilmesini isteyen, yapılmadığı zaman saldırganlaşan, emek sarf etmeyen, sorumluluklarını yerine getirmeyen kişileri 18 yaşın altındalarsa, 'davranış bozukluğu'yla, üstünde ise 'anti-sosyal kişilik bozukluğu'yla tanımlıyoruz. Yaygın olarak bilinen adı ile bu kişilere 'psikopat' diyoruz. Son yıllarda bu sorunla ilgili başvurular giderek artıyor. Bu artışın en büyük nedeni; çocuk yetiştirme biçimimizdir.”


Sorumsuz ve Doyumsuz Çocuk

Doğduğundan beri bir dediği iki edilmeyen, her istediğine kavuşan, isteğinin yaşı ile uyumlu olup olmadığına bakılmayan, emek sarf etmeden, değerini bilmeden alınanları, yapılanları hak görerek yetişen bir çocuğun; sorumluluk sahibi, doyumlu, çalışarak kazanmanın erdemine inanan, bir şeyleri elde etmek için emek sarf etmesi gerektiğini bilerek çalışan bir birey olmasını beklemek mümkün mü?

Avrupa’lı ve Amerika’lı aileleri 'çocuklarına bakmıyorlar, yazları çalışmalarını istiyorlar' diye kötüleyenlerin düşüncelerini gözden geçirmelerinde yarar var. Çocuklarımızı sevmekle onları doğru yetiştirmek arasındaki farkı anlamamıza yardımcı olur, diye daha önce de Prof.Dr Semerci tarafından yayımlanan 'Geleceğin Psikopatlarını Yetiştirme Yolları'nı yayınlamakta fayda görüyor ve kendisine teşekkür ediyorum.

- Daha küçükken çocuğa istediği her şeyi vermeye başlayın! Bu şekilde o, herkesin onun geçimini sağlamak zorunda olduğuna inanacaktır.

- Kötü sözler söylediği zaman gülün! Böylece o kendisinin akıllı olduğuna inanacaktır.

- Ona düşünmeyi ve beynini kullanmayı hiç öğretmeyin! 21 yaşına gelince kendi kararlarını, kendisi versin diye bekleyin!

- Yerde bıraktığı her şeyi kaldırın; kitaplarını, ayakkabılarını, kıyafetlerini... Onun için her şeyi siz yapın ki o, bütün sorumluluklarını başkalarına yüklemeye alışsın!

- Onun gözünün önünde sık sık kavga edin ki aile bir gün parçalanırsa çok fazla üzülmesin.

- Ona istediği kadar harçlık verin ki hiçbir zaman kendi parasını kazanmanın ne olduğunu öğrenmesin.

- Yiyecek, giyecek ve konforla ilgili bütün arzularını yerine getirin ki, istediklerine ulaşmak için çalışmak gerektiğini öğrenmesin.

- Komşulara, öğretmenlere, polislere karşı daima onun tarafını tutun ki, onların hepsine karşı peşin hükümleri oluşsun.

- Bütün bunları ve benzerlerini yaparak yetiştirdiğiniz çocuğunuz bir gün suç islerse, kendisinden özür dileyin! Ama onu felaket dolu bir hayata hazırladığınız için kendinize teşekkür etmeyi ihmal etmeyin!!

(Bu belge, ABD Houston Polis Müdürlüğü tarafından hazırlandı ve kentteki tüm evlere ve okullara dağıtıldı.)

Kaynak gösterimi:  www.0-18.org

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder