- Adın ne senin?
- İbrahim, Ağabey
- Dök bakalım İbrahim.
İbrahim, Ankara Karşıyaka mezarlığında ekmek parasını kazanmaya çalışan çocuklardan birisiydi. Elindeki beş litrelik pet şişeye koyduğu su ile yakınlarının mezarlarını ziyaret eden insanların yanına yaklaşıp mezarlarını yıkıyordu. İbrahim mezarlığın yakınındaki gecekondulardan birinde oturuyor ve birkaç kardeşi ile birlikte özellikle arife ve bayram sabahları okul harçlıklarını çıkarıyorlardı.
İbrahim’le sohbeti sürdürdük.
- İki, ağabey
- Okuyor musun?
- Evet, 7. sınıftayım
- Güvenlikçiler kızmıyor mu size?
- Kovalıyorlar ama yine de giriyoruz
- Mezar yıkama işinde iyi para var mı?
- Yok ağabey, aslında ben mezarlara çiçek de dikiyorum ama bana güvenen yok
- Nasıl yani?
- Mezara ziyarete gelenlere söylüyorum, çiçeğini ben dikerim 20 lira verin gidip alayım geleyim diye ama güvenmiyorlar
- 20 liran olsa?
- 20 liralık çiçek alıp şurada kasaya koyup isteyenlere satacağım.
- Yetiyor mu 20 lira?
- Yeter.
İbrahim’i Anneler Gününde Karşıyaka’da mezarlıkta yine gördüm. Önünde iki üç kasa çiçeği vardı. Kardeşleri ile mezarlara çiçek ekiyorlardı...
İşler iyi mi diye sordum...
İyi, ağabey dedi, daha iyi...
Çocukların sokakta çalıştırılmasına ben de karşıyım. Hele mezarlıkta, ama karşı olmak yetmiyor, işte karın aç olunca gerisi gurultu...
Kaynak gösterimi: www.0-18.org
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder