Dört,
beş yaşlarında şirin bir oğlan çocuğu marketin kapısında ağlayıp duruyordu. Ne
oldu diye sordum annesine… “Birkaç tane su şişesi kapağı toplamış, sanırım
kreşte öğrenmiş, bunu market sahibine vermek istedik, adam almıyoruz biz
deyince ağlamaya başladı.” dedi.
Önce
market sahibi ile konuştuk, sonra adamcağız rol yapmayı kabul etti, kapaklar
alındı, çocuğa teşekkür ettik. Annesi, “yolda su şişelerine bakıyor, kapağı
varsa, almak için ağlıyor” diyordu.
Yıllardır,
üniversiteler, yerel yönetimler plastik su kapakları karşılığında engelli
sandalyesi vererek, insanların plastik kapakları toplamalarını sağladılar. Tam
250 kilo kapak karşılığında bir engelli sandalyesi veriliyor. Aslında kolay bir
iş değil. Tekerliğini engellinin kendi çevirdiği engelli sandalyesinin 300
liralık olanı da var, 650 liralık olanı da, en iyileri 1000 lira civarında.
Plastik
kapakların birkaç türü var, kimisi 26’lık dedikleri en ince türden, onlardan
330 cc’lik ve 500 cc’lik sular kapaklanıyor. Biraz daha kalını var onunla da
1,5 litrelik sular kapaklanıyor.
Bir
plastik su kapağı kalınlığına göre 0.6-0.8 gram arasında. 250 kilo plastik
kapak toplamak için ise en incesinden 416 bin 666 kapak toplamak gerekli. Bir
büyük çöp poşetinin 2 bin kapak aldığı düşünüldüğünde, 208 büyük çöp poşetini
önce depolayacak yer ve sonra da nakletmek için bir kamyon tutmak gerekiyor.
İşte bu yüzden kolay iş değil.
İşin
ekonomik boyutu şöyle. Bu plastik kapakların bir kilosunun
hurdası 4 lira. 250 kilo kapakla 1000 lira biriktirmek mümkün.
Bu
işi en ciddi tutanlardan birisi de Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi.
250 kilo kapak karşılığında, önce çocuklar olmak koşulu ile bir de heyet
engelli raporunun incelenmesinden sonra PTT kargo ile engelli araçlarını adrese
teslim ettiklerini ifade ediyorlar. Facebook’ta da siteleri olan bu kuruluş
kampanyayı 2012 sonuna kadar uzattıklarını yazıyorlar.
Buraya
kadar her şey çok güzel değil mi... Ne kadar olumlu geliyor size, herkes kapak
topluyor engelli bir çocuğa araç almak için.. Pekiyi pet şişenin kendisi ne
oluyor. Kapağı al, pet şişeyi çöpe gönder, ya sonra o geri dönüşebiliyor mu?
Pikniğe gittiğinizde çevrenize bakın, yol kenarlarına bakın, ne kadar çok pet
şişe, meşrubat ve bira kutuları göreceksiniz. Demek ki çöp olarak fazla bir
değeri yok. Değersiz olduğu için de akşamları sokağınızda çöpleri ayıklayanlar
kağıt ve plastik bulamamışlarsa, çek çek boş kalmasın diye pet şişeleri de
alırlar. Yoksa almazlar.
Aslında
istedikleri bir kamuoyu aldatmacası. Pet şişelerin kapağının toplanması ile pet
şişenin kendinin çevreyi kirlettiğinin maskelenmesi. Kapağı alınan pet şişe
nereye… Doğru çöpe, oradan çöplüğe ve oradan da eğer dönüşebilirse, geri
dönüşüme... Sonra tekrar siyah naylon torbaya… Sonra yine çöpe… Ama doğaya terk
edilen pet şişeler geri kazanılandan kat kat fazla.
Özellikle
Almanya’da ve diğer Avrupa ülkelerinde bir şişe 1.5 litrelik pet sişe suyu
aldığınızda eğer “Alpenwasser” gibi kaliteli bir marka ise 2.5 Euro (yaklaşık 6
Lira) kaliteli bir marka değilse de 1.5 euro (3.750 Lira) para ödersiniz. Keza,
bir litrelik Cola pet şişe 2.5 Euro’dur.
Pekiyi,
bunlar niye bu kadar pahalı? Su mu az? Tabii ki hayır. Pet şişede depozito var
da ondan.
Depozito,
pet şişeleri satın aldığız markete tekrar getirir, orada bulunan bir makinenin
içine atarsınız. Makine şişenin barkodunu okuyarak depozito bedelini hesabınıza
yazar. Birkaç şişe getirdiğinizde 4-5 Euro para kazanırsınız. Makine sizin
bütün pet şişelerinizi aldıktan sonra biriktirir ve sıkıştırıp balya yapar. O
pet şişe balyasını da kamyonlar toplayıp yeniden kazanırlar.
Bir
plastik kola şişesini bilmeden çöpe attığımda, çöpleri karıştıran bir yaşlı
kadın hazine bulmuş gibi sevinmişti. O şişenin marketteki depozitosunun 50 cent
(1.250 Lira) olduğu öğrendiğimde ben de şaşırmıştım.
Frankfurt
havaalanında uzun saatler beklediğim bir gün çok büyük çek çek bavulu olan bir
adam görmüştüm. Yolcu gibi havaalanına giriyor, çöplere atılan plastik şişeleri
alıp bavulunun üstünde bulunan delikten içeri atıyordu. Sonra da bavulunu
götürüp arabasının bagajına boşaltıp yeniden bekleme salonuna giriyordu. Onun
da peşinde olduğu depozito parası idi ve onunla geçiniyordu. Bu işi gizli gizli
yapmasının nedeni, havaalanın kendi temizlikçilerinin kazanacağı depozito
parasına ortak olmaktı ve temizlikçiler onu görünce tanıyıp kavga ediyorlardı.
İşte
bizim ülkemizde yıllardan beri su firmaları veya bazı meslek kuruluşları
tarafından saklanan gerçek bu. Türkiye’de tüketici, suyu meşrubatı satın
aldığında zaten ambalaj masrafını ödemektedir. Su bitince de çöpe ya da olduğu
gibi doğaya bırakılıverir.
Şimdi
eğer pet şişenin çevreyi kirletmediği gibi bir toplumsal imaj verilecekse, onu
en masumane bir şekilde kapağının biriktirilmesi ve engelli sandalyesi
verilmesi şeklinde tanıtmak mümkün. Okullarda çocuklara çevre bilinci adı
altında bunları yaptırmak, aslında onlara çevre bilinçsizliği kazandırmak değil
mi?
Bir
çok kanser uzmanı güneş altında bekletilen pet şişelerdeki ve plastik
damacanalarda ki ısının 80 dereceye kadar çıktığını ve plastiğin içindeki
kanserojen maddelerin suya karıştığını ifade ediyorlar. İçecek için cam şişe en
iyisi. Bir cam şişeyi 80-90 kez yeniden doldurmak ve piyasaya sürmek mümkün.
Ama ağırlığı geri toplama masrafları, yıkanması maliyetleri arttırıyor. Cam
şişe eskidiğinde ise bunu eritip yeniden kazanmak mümkün. Ama endüstri işin
kolayına kaçıp pet şişeyi piyasaya verip unutuveriyor.
Depozitosu
olmadığı için doğaya bırakılan pet şişenin, plastik kapağının engelli
sandalyesi verildiği için masum kabul edilmesi mümkün mü?
Doğaya
gitmesin diyerek ben de topluyorum plastik kapakları. Migros alıyor bunları.
Sonra bir kişiye engelli sandalyesi verileceğini okuyunca seviniyorum. Ama işin
gerçek boyutlarını bildiğim için ve doğada fotoğraf çekmeye gittiğimde her yere
atılan pet şişeleri gördükçe de üzülüyorum. İşte size doğaya bırakılmış pet
şişelerin fotoğrafları. Bir pet şişe yıllardır erimeyi bekliyor. Karadeniz’e
geçen gemilerden atılan Avustralya’da üretilmiş bir pet şişe, sahile vurmuş. Diğer
fotoğraflarda da Almanya’da kullanılan pet şişe depozito iade otomatları…
Kaynak gösterimi: www.0-18.org