Bursa’nın gecekondu mahallelerinden birinde, bir ara sokakta gördüm Halil’i. Ağabeyi Recep ve babası Hüseyin’le yarım litrelik pet şişeleri çuvalın içine tıkıştırıyordu. Halil ve ailesi Ağrı’dan Bursa’ya göç etmişler, babası haftalar boyu iş aramasına rağmen bulamamış, bir yakınlarının tavsiyesi ile sokaklardan kağıt toplamaya başlamıştı.
Babası kağıt toplayıp kilosunu yetmiş kuruşa satarken, Halil’in işi, ucuz olduğu için toplanmayan yarım litrelik pet şişeleri toplamak. Bir kilo pet şişe 20 kuruş, beş kilo pet şişe ise tam bir lira.
Halil sabahın dokuzunda başlıyor çalışmaya, kağıt toplayan babasına yardım ediyor. Karton kutuları ve kağıtları, çek çek arabasına dikkatlice katlayıp koyuyor. Araba dolunca hurdacıların deposuna gidip kağıtları boşaltıyorlar. Sonra okul çöplerinden yarım litrelik pet şişeleri toplamaya başlıyor Halil. Mavi kapağını çıkartıp ayrı bir koliye atıyor. Mavi kapaklar daha değerli pet şişeden. Pet şişenin üstüne birkaç kez basıp ezdikten sonra torbaya atıyor. Gecekondu mahallesindeki kendi depolarına dönüp pet şişeleri depoya boşaltıyor.
Akşam ev çöplerinin dışarıya çıkma saati olan dokuz gibi tekrar babası ve ağabeyi ile yollara düşüyor.
Ev çöplerinin plastiği çok olduğu ve bazen de çocuk kitapları çıktığı için ev çöplerini ayırmayı sevdiğini söylüyor Halil.
Türkiye’de milli gelir dağılımı bozuldukça, işsizlik ve yoksulluk arttıkça, çöplerden ekmek parasını kazanan insanların sayısı da artıyor. Birçoğu Halil gibi ailece bu işe çıkıyorlar. Ankara Katı Atık İşçileri Derneği Başkanı Ali Mendillioğlu, Türkiye’de iki yüz bin civarında katı atık işçisi olduğunu ve her bir işçinin ortalama iki yüz elli, üç yüz kilo arasında geri dönüşümü olan atık topladığını söylüyor. Bu işçiler yaklaşık elli bin ton atığın geri dönüşümünü sağlıyorlar. En büyük şikayetleri ise zabıtalar tarafından dövülmek. Zabıtalar genellikle Büyükşehir Belediyelerine ait katı atık tesislerinin karlılığını düşürdükleri için katı atık toplayıcısı işçileri dövüp ellerindeki çek çek arabalarını alıyorlar.
Onların dünyası da bu. Kapıya koyduğumuz bir deterjan plastiği onların ekmeğinin bir dilimini çıkartıyor.
Halil ve ailesi ile vedalaşıyorum. Halil’in bir lira kazanmak için beş kilo pet şişe toplamak zorunda olduğu aklıma geliyor. Büfeden yarım litrelik bir pet şişe açıp suyunu içtikten sonra tartıyorum. Yirmi gram geliyor bir tanesi. Bir kilosu elli boş şişe, beş kilosu ise ikiyüz elli şişe. Halil, ikiyüzelli pet şişe toplayıp onları ezip bir lira kazanıyor.
Türkiye’de sokaklardan kağıt, plastik, pet şişe toplayan insanların sayısı giderek artarken, birileri işsizliğin ve yoksulluğun azaldığından dem vuruyorlar.