Irak’tan çekilen son Amerikan askeri ile, dünyanın patronluğuna savunan ABD’nin bu kez gözünü uzak doğuya çevirdiğini söyleyen TRT-1’in sabah yorumcusu, “yeni hedef büyük bir ihtimalle Kuzey Kore olabilir” diyordu.
Birkaç
gün sonra da Kuzey Kore’nin liderinin hayatını kaybettiği, onun yerine Kim Jung
hanedanının üçüncü nesli olan 28 yaşındaki oğlunun yönetime geçeceği haberleri
veriliyordu. Kuzey Kore’den gönderilen filmlerde sokaklara doluşan binlerce
insanın ağladığı görülürken, televizyon spikeri bu tür törenlerde ağlamayan
insanlara atılan dayaktan korktukları için insanların ağladığını anlatıyordu.
Kuzey
Kore yıllardan beri askeri harcamalarını en üst düzeyde tutmuştu. Çin’den
aldığı destek ile, Güney Kore’yi kendi halkına her zaman saldıracak bir düşman
gibi göstermiş ve nükleer başlıklı bir füze yaparak kendini nükleer bombaya
sahip ülkelerin arasına sokmuştu. Ülkede tarıma ve endüstriye ayrılması gereken
paranın büyük bir bölümü silahlanmaya gitmişti. Bugün Kuzey Kore’de özellikle
açlık, eksik beslenme ülkenin en büyük sorunu olarak görülüyor. Ülkede insanlar
günlük hayatı sürdürecek gıdanın ancak üçte biri ile hayatlarını giderek
zayıflayarak sürdürüyorlar.
O
akşam bazı yabancı televizyon kanallarında ise Birleşmiş Milletler Gıda Programı
tarafından yapılan gıda yardımlarının da Kuzey Kore’nin nükleer silah yapması
ile kesildiği açıklanıyor. Açlığın giderek arttığı ülkede 800 bin den fazla
çocuğun eksik beslenme nedeni ile büyüyemediği ve zekalarının gelişmediği de
gösteriliyordu. Bir kreşte yapılan çekimlerde çocukların hiç hareket etmeden
oturdukları hiç oynamadıkları çünkü açlıktan hareket etmedikleri söyleniyordu.
Evet,
Amerika, Irak’tan çıktı… Kendilerine göre 1 trilyon dolar para harcadılar. Bazı
yorumcular bunun 3 trilyon dolar olduğunu söylüyorlar. Beş bine yakın Amerikan
askeri hayatını kaybetti. Irak’ta yüz binlerce insan öldü, çocuklar ailelerini
kaybetti. Ülke onarılamayacak şekilde harabeye döndü.. Sonuç ne.. Koca bir
sıfır.. Şimdi Ortadoğu da yeniden Şii, Sünni savaşı için tohumlar
atılıyor..Harcanan 3 trilyon lira, yine Amerikan silah endüstrisine
aktarılarak. Amerika’nın çarklarının dönmesi sağlandı. Silah sanayi olmadan bir
Amerikan ekonomisini düşünmek mümkün bile değil.
Amerika,
Irak’tan çıkmadan, başta Suudi Arabistan olmak üzere birçok bölge ülkesine “
ben gidiyorum, kendinizi güvenceye alın” diyerek yeniden silah sattı. Bizim
için biçilen rol bile belli. Suriye’ye siz girin, ben gidiyorum… Şimdi ABD yeniden
Uzak Doğu’da bölgenin fitilini koymaya giderken, küçük huzursuzluklara silah
satıp, kendisini demokrasi getirici olarak görüp yine işgallere başlayacak.
Birkaç yıl sonra Kuzey Kore’den de Irak’ta yaptığı gibi çıkıp gidecek.
Artık
Dünya’ya bölge bölge bakmamak gerekiyor. Büyük fotoğraf silah sanayi ve onların
şahinlerinin Amerikan yönetimindeki politikalar üzerindeki etkinliğidir. O
arada dünyanın çeşitli ülkelerinde bir kaç milyon çocuğun açlıktan ölmesinin de
bir önemi kalmıyor. Günümüzün Somali’sinde de iç savaş sürüyor. Çocuklar
açlıktan ölürken dünya ülkelerinin zaman zaman verdikleri gıda yardımları da
yeterli olmuyor. Ama ayakkabısı bile olmayan bir Somali’li gencin elinde iyi
bir silahı her zaman görmek mümkün.
Çocuklar
hemen her ülkenin anayasasında korunurken, uluslar arası alanda onları
koruyacak insanlık bilincine henüz ulaşamadık. Savaşlar var oldukça silah
sanayi var olacak, silah sanayi oldukça da savaşlar hep organize edilecek.
Kuzey
Kore çocuklarını görmek için : http://www.youtube.com/watch?v=rja1MoOO7oI
Kaynak gösterimi: www.0-18.org